KULUN YARATILIŞININ NEDENİ AŞKTIR


Aşk-ı ilâhiyenin öğrenim dalı ise tasavvuftur! Öğretmenlerine mutasavvıfin
denir. Yol ismi ise tariktir, cem’i tarikattır! Talebesinin yani,
salikinin ismi ise derviştir. Okuduğu virdi günlük dersi o kuluna
Hz. Allah’ın bahşettiği, ihsan eylediği aşk rahmetidir. Nevisini ve
adedini peygamber efendilerimize, peygamber efendimizinde dervişin
ind-i ilâhiden vazifeli kılınan mürşidi bu rahmet-i ilâhiyeye vesile kıldığı
ehl-i aşka lutfedilen avama dahi ihsan edilen rahmet-i ilâhiyeler.
Cümlesi vesile ile elde edilir!
Güç ve varlık her şeylere kadir olan Hz. ALLAH’a mahsustur!
Terazi; îman ağacındaki görülen meyvelerde. Müşâhede edeceksin.
Nefsini bilmiyorsan ALLÂH’ı da yeteri kadar bilmiyorsun, demektir.
Şu halde bu zafiyetten ne bekliyorsun?! Gurur, kibir, ucub,
varlık, benlik meyvesinden başka meyve mi arayorsun?
Ne ekersen, onu biçersin. Rahmet ararsan, rahmet bulursun. Nefsinin
esiri olursan, zarar görürsün!
Ne kadar güzellik varsa dindir, güzellik yok ise lâ-dindir, din değildir.
“Vallâhi güzel etmiş,
Billâhi güzel etmiş,
Ne’ttiyse ezelde etmiş.”
diyen, gerçeği görüp, yaşayan ehl-i hakîkat ne güzel anlatmış, anlayana.
“Biz arza nice nice âyetler indirdik ”: Arza inen âyetler ALLÂHU
TEÂLÂ Ve TEKADDES Hazretleri’nin fiilî sıfatlarında ihtişamıyla
zuhur etmiş âyetlerdir. Kur’ân-ı Kerîm beyyinattır. Yeryüzünde zuhur

72 Sayfa


eden âyetlerin kelamla ifâdesidir. Yeryüzündeki ve gökdeki âyetleri
her kişi okumaya muktedir olmadığından, peygamberini ve vârislerini
yardımcı kılmış. Bi-lâ-istisnâ, “ kullarım rahmetimden istifâde etsinler
” diye. Sakın bu türlü sebeplerin zuhur ettiği şahsiyetleri
ALLÂH’a eş görme, ilahlaştırma. Çünkü bir yere kadar cehâletinden
mâzur görülürsün, cehaletindeki samîmiyetinden ötürü. Amma netîcede
dikkat et!
hep mazur görmezler gayretullâh’a dokunursun. Her zaman samimi
olamazsın bu yolun şarlatanlarına dikkat et Bu türlü iddiâ sâhipleri
mana mukallitleri seni “hikmettir” diye kandırmaya çalışırlar. Aldanma.
Mecnunda velâyet olmaz! Sahtekar yalancı düzenbazlardan,
bu türlü kurnazdan mürşit olmaz!
Mutlakâ, Hazret-i ALLAH, onun hilesini az da olsa sana samîmiyetin
kadar gösterecektir. İyi düşün,samimi değilsen ne göreceksin?
“yemin ettim, söz verdim” diye kıymetli zamânını o mukallit için öldürme.
Ona verdiğin söz de, yaptığın yemin de geçersizdir!
“HZ. KUR’ÂN’IN IŞIĞININ ZAMANA YANSIMASINI ” irşat
vazîfem ve emr-i ilâhiye ve zamana uyum sağlamanın verdigi sıkletin
dönüştüğü zevkle anlatmaya çalışıyorum:
“Tasavvuf nedir?”
“Yirmibirinci asırda tasavvufî anlamda Şerîat-i Muhhammedî ile
İslam nasıl yaşanacak?”
Tekrar ediyorum: “ Semâvî olan her din İslâmiyettir”
Daha geniş açmaya çalıştim, inşallah. Zamâna göre yaşamanın
İslâm’a uygun olanlarını ara bulduğun zaman tabi ol mutmain olamıyorsan
samimiyetle Hazret-i ALLAH’a sor. Cevabını almakta israr et
fakat haddi aşma, sabırlı ol. Neticeyi ALLAH’tan bekle, başkalarına
inanma!
“Hikmet mü’minin kayıp malıdır. Nerde bulursa alsın. ”
Günah-ı kebaire dışındaki güzellikleri al. Güzeli al, katılaşma.
Dünü yaşayamazsın. Gün bugün. Güzeli bul, yaşamaya bak, emr-i
ilâhiye uyan güzellikler senin kayıp malındır, çekinme al.

73 Sayfa


Kırk dokuz senedir mânevî vazîfemin bu abd-i âcize verdiği bilgi
ve Hazret-i Resûl-i Ekrem Efendimiz’in işaretleri ile, arzdaki âyetleri
azda olsa müşâhedemle ve Rabbımın bahşettiği mana zuhuratı ile derim
ki:
Bugün yer yüzünde geçerli idare tarzı Cumhûriyettir! Dergilerde,
gazetelerde, medya ve kanallarda sohbetlerimde hayli bahsettim.
İslâm’a uygundur!
Özet veriyorum. İzah edeceğim, ileride inşallah. Cumhuriyet
Demokrasi ile birlikte yaşanıyor ise manası tahakkuk ediyor ise güzeldir!
İnsan haklarına riâyetkar olunması bakımından laiklik de gerçek
din ve vicdan hürriyetini ihlal etmiyorsa, cidden kasıt insan hakları ise
güzeldir; güzellikse senin kayıp malındır çekinme al!
Hazret-i Resûllullah Efendimiz’in hayatlarında laikliğin aslını
bâriz olarak görebiliriz bu güzellikleri göremiyorsak kabahatı nefsimizde
arayalım!
“Bu dünyâda a’mâ, âhirette a’mâ ”
Kahır hitâbına hissedar değilsen görürsün. Peygamber Efendimiz
de buyurdular:
“Bu dünyâda görmeyen âhirette göremez.”
Kavl-i Mustafâ’dır bu. Görmek yalnız baş gözü değildir. İnsanın
zâhirî beş gözü vardır! Bunların hepsi görmek diye îzah edilir! Ayrıca,
bâtınî hisler de beş adettir: Hayal, hâfıza, müfekkire, müzekkire, hâtıra
diye îzah edilir!
Teknolojiden, medeniyyetten buna benzer güzelliklerden kaçamazsın
ve İslâm’a mâni gibi göstermekle İslâm’a, bilmeden zarar verdiğini
bilesin!
Bu hâlimiz ile hem yakınlarımızı hem de dünyâ insanlarını birini
diğerine düşman ettiğimizi, bütün inançlardan târih boyu düşmanlık
zuhur ettiğini görmek mümkündür!
İslâmiyeti yaşanmıyacak halde gösterilen, kulu ALLAH’dan
kaçıran, cehennemi anlatmaktan başka sermayesi bulunmayan,
katı kurallar kıyâmete kadar devam etmez, inşallah!


74 Sayfa


Dünyâ küçülüyor, teknoloji ve medeniyetin bütün insanlığın malı
olduğu iyi anlaşıldı!
Bedevîlik medeniyete dönüşüyor. Afrika’nın en ücrâ yerlerinde
dahî bedevîlik târihe mal olmaya başladı. Bu terakkîde yerini iyi ayarla,
geriye dönme. ALLÂH’ı (c.c.) ve Resûlullâh’ı gücendirirsin.
Hazret-i Resûlullah buyurmadı mı:
“İki günü biri birine eşit olan ziyandadır.”
Biliyorsan, ALLÂH’ın rahmetinin nâ-mütenâhî olduğunu, anlat!
Âdem’i rahmetinden halkettiğini anlat!
Güzeli görüyorsan, anlat!
Kardeşliği yaşıyorsan, anlat!
Dostluğu, insanlığı anlat!
Dünyânın en çok kazanılacak yer olduğunu anlat! Bilmiyorsan,
lütfen sus!
Peygamber Efendimiz buyurdular ki:
“Siz insanları medhü senâ ederken ileri gitmeyin. Noksanlıklarını
görürsünüz; mahcup olursunuz. Zem ederken de ileri gitmeyin.
Güzelliklerini, iyi yönlerini görürsünüz; utanır, mahcup
olursunuz.” İnsan budur.
Yalnız Peygamber Efendilerimiz mâsum yaratılışlı olup, günah işlemezler.
Evliyâlar mâsum değillerdir. İnsan iki tarafa da meyleden bir
nefse ve yapıya sâhiptir.
“Hayrihî ve şerrihî. ” İradenle dünya hayatını emr-i ilahiyeye
uygun kılmaya çalış zaman çok kıymetli zamanının kadrini bil. İnanan
insanlar için nefsin terbiyesi olduğu gibi rûhunda terbiyesi vardır. İnsan
terbiyeye muhtaçtır. Aldığı terbiye îmânı nisbetinde kendisini gösterir!
Tıynetinde bozukluk olan beni Adem’i hayatı boyu sırtında
taşırsın, bir gün hasbel-beşer ayağını yere bastırdığın zaman nankörce
“ niye yere bastırdın!? ” diye canına el atar!
ALLÂH’ı bilmeyen, ilâhî terbiye almamış insan cehâletinden
dolayı nankördür!

75 Sayfa


İlahî terbiye almış, edepli insan, yaratılışın sırrı “ Yeryüzünde
halîfemi yaratacağım ” hitâbının tecellî mercii gerçek insan!
Bilgisiz kişilerin nankörlüğünden Rabbime sığınırım. Bilen insanlarda
buna benzer, normal olmayan hallerin zuhûru ender görülse
de tahrîbâtı büyük olur!
Cehâletten kurtulmamış beni adem cehlinden dolayı hiçbir zaman
mâzur değildir!
Hazret-i ALLAH, Dâvut aleyhi’s-selama:
“Yâ Dâvûd, cehâleti özür olarak kabul etmiyorum ” buyurdu HZ.
ALLAH!
“Cehaleti de Hz. Allah yarattı” demek kasd-i ilâhiye uygun
olur mu hiç?!
Dünyanın yaratılışdaki sırrı bilir isen, yaratılışa aykırı fikir
üretmekten içtinap edersin!
“Câhil insan kimin arabasına binerse onun türküsünü söyler.

Bu kişilere halkın verdiği alim sıfatı yağcılıktan başka nedir!